kalkın, bu düşünce bu düzene aykırı,
kalkın bir şeyler yapın.
konuşarak halledebiliriz, yok canım,
bu örtüsüz masaları, bu rahat yatakları yakın
önce biraz dinlenelim, soluklanalım
bir dinlenelim önce.
bir ikindiyi kılalım, akşamı bekleyelim
yemek yiyelim, doğru, önce yemek yiyelim.
sonra dinlenelim.
durun lütfen yapmayın,
öyle yapmayın.
televizyonu açalım, bir kahve içelim,
daha sohbet edelim sıkılana kadar,
sonra telefonlar.
hayır, sesinizi duyurun,
dertler sadece konuşularak çözülmezler,
haykırın.
çözmek mi, doğru önce ayakkabılarımızı çözelim,
en kötü günümüz böyledir bizim,
önce yataktan kalkarız,
kahvaltı yapmadan evden çıkarız,
ayakkabılarımızı sıkı sıkı bağlayıp
sıkı sıkı bağlandığımız işlerimize gideriz,
bi kahve içip kendimize geliriz.
kendiniz sanıyorsunuz geldiğiniz yeri.
akşama kadar çalışırız,
aralarda çay içeriz, sigara içeriz, yemek yeriz,
futboldan, gündemden, dizilerden konuşuruz,
akşam olunca işten çıkar sosyalleşiriz.
monotonluk maratonu işte, görmüyorsunuz.
hiç öyle olur mu.
bir akşam güzel bir restoranda yemek yer
başka akşam tiyatroya gideriz,
öbür akşam hafta sonuysa içer,
çıkışta çorbacıya kaçarız,
resim sergilerini gezer,
dudak büzeriz.
ama konuştuğunuz konular çok önemli
emeğin sömürülmesi, insan hakları,
çevre kirliliği, çarpık yapılaşma ve diğerleri.
onlar mı, onlar bizim kurtarıcımız,
bitmeyen sorunlar,
hiçbir şey kalmayınca onlardan konuşuruz,
çözülür sonra ayakkabımız,
kesilir alakamız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder