26.05.2019

astrantia

ağaçlar yerli yerinde dursun lütfen,
bu pencere hep aynı ağacı görsün,
misafirlerimizi ağırladığımız yerlerde ev sahibi olamıyoruz artık,
zaten olamıyorduk ama yeni idrak ettik,
kapitalizm yardımcı oldu bunun böyle olmasına,
yeni dükkanlar açtı halkımızın evlatları,
halkımızın evlatları halk oldu birer birer.
habitatımızı sahiplendik,
güçsüz olanlara iş ve onların ölmeyecek kadar yaşamalarına izin verdik,
allah'a inandırdık onları, halimize şükretmenin gerekliliğine ve müşterilerin haklılığına.
bir çark da biz ekledik felek denen sömürünün çarkına,
eşyalar aldık ihtiyaç diye, çağımızın gerekliliğini yerine getirdik,
daha bir insan olmak için unuttuk,
yerine çok satan kitaplar yazdık.
savaşlar ettik yok yere,
bak bu toprak vatan dedik evimizin olduğu yere,
yanıldık,
orada neyin nasıl olması gerektiğine karar veren insanlar vardı,
asıl onlar vatandı,
onları sevmeyince vatan haini olduk,
vatan haini olunca yaktılar bizi,
kokuşmuş sistemlere alıştı burnumuz,
üstünden çok zaman geçince zaman aşımına uğradık,
orada çok sevdiğimiz bir kardeşimiz vardı,
hatırlamadı ilk bakışta,
hatırlayınca bol vaatlerde bulundu,
etraftan öğrendiğime göre yavşağın önde gideniymiş,
biz de bir şeylerin bayrağını taşıdık,
yanlış ağaçların gölgesi de gölgeydi hani,
alışınca tabii bir de çoluğa çocuğa karışınca elimizi ayağımızı çektik o işlerden,
ekmeğimizin peşine düştük,
az rahatlardan daha rahat yaşamak için zorluklara katlandık üç beş sene,
şimdi daha rahatlardan daha fazla rahat yaşamak için uğraşacağız,
her şey tabi çocuklarımız rahat etsin diye,
yoksa ben ömrümü niye haybeye geçireyim,
yıllar önce gördüğüm bu ağaç beni neden bu kadar duygusallaştırsın,
ve ben niye yaşamadığım bu hayattan bu kadar pişman olayım?