26.09.2019

poetic acid

kapat gözlerini
canım konuşmaklar çekiyor
yazmaklar geliyor içimden
panzehirim dişlerinde
dökülsün kirpilere nehirler boş ver
düş gör

çeyrek taktığım bir düğünsün
müzisyenler yorgun ve sarhoş
çok terlerim diye oynamıyorum
oturmaya gelmişim
ve kuru pastalar bayat
ekşi limonatalar
yarim bıçak kesmiyor

gözlerinden kıvrılıyorum
çıngıraklı bir nehir gibi
ne adını tıslıyorum
ne elinden çağlıyorum

-nehirler yerini yadırgamaz
yatağı ikili koltuk da olabilir-

bir o kadar korkağım
uyukladığım koltukta

erken yattığım bir düşümsün
yılanlardan denizlere
ağzımın suyu akıyor

bölünerek azalıyorum
az ağlıyorum
ceplerim delik
olmayanlar bolarıyor
bulutlardan ter boşanıyor

her satırda başka adın
dün başkaydın

kafam karışıyor
nehirleri karıştırıyorum
ilmek attığım bir düğümsün

-sildiğim birkaç mısrasın-

sıkılıverdiği için rüzgar esiyor
puf
hangi harf hangi kelimeye denk geliyor
hangi kelime ne demek bilmiyorum
annem ne demek

yaklaşma bana herhangi bir felsefeyle
aklından geçmeyenleri söyle
oysa ben sıralayamam cümleleri
ah sen her şeyiyle devrim bir kadınsın

-yarın yanına kıvrıldığım yataktan

yanına buharlaştığım bir çağdır-

çığlıkları uykularımı bölen bulutlarım ne zaman yağsa
ne zaman çağıldayıp aksa nehirlerim
tadı dimağımda kalıyor



4.09.2019

jerbera

bütün konuşmalarımızın sonu aynı sevişmeye varacaktı,
soğuk olsa sarılacak, sıcak olsa soyunacaktık,
satır aralarında ve alt metinlerde saklambaç oynayacaktık,
her şey olmasından korktuğum gibi gidecekti,
uyanıkken rüyada, rüyadayken ayaktaymışım  hissine 
kapılacaktım onun yanında,
hiç bilmediğim şeyleri unutmaya başlayacaktım.

kutsal kitaplardaki kavimler gibi olacaktı,
sıcak, nemli ve toz içinde yaratılacaktık,
birimiz isyan ederken diğerimiz yoldan çıkacaktı,
en son ikimiz de çıplak, nemli ve helak olacaktık.
inşa edilen şeyler arasından evleri yıkıp putlara 
kıyamayacaktık.
yapmadıklarımızın doğru olmadığını yaptıklarımızı gizlemediğimiz zaman öğrenecektik.