18.04.2019

aslandişi

yağmurlar artık ıslatmıyor beni.
yaşlanmadım yeteri kadar, korkutmuyor üstelik.
aynı yollardan yürüdüm, kapısından döndüm.
ayakkabılarım aynı yerde çözüldü, canlandı her kesit.
başka yerlere oturdum,

ne aradığımı bulamadım.
bir sürü şey buldum, gündüzü geceyi öğrendim.
herkesi üzdüğünü bilmenin hiçbir işe yaramadığını.

başlı başına bir insan olmak için çıplak yattım,
beni kimse anlamasın istedim, yağmurun altına durdum.
daha da ileri gidecektim, yürüdüm.

öfkeli bir insan ne kadar şiirlerde yaşayabilirdi?

durmaya çalıştım, zaman ilerledi.
sıkılmadan aynı ahenkle, bazen ağır bazen aksak.

başka karanlıklara doğruldum.
yağmurdan saklandım, hiç kimse fark etmedi.
çok güzeldi, uzun sürmedi.

olmamak sanmışım saklandığım yerleri.
ellerim fark ettirdi beni, fark ettim kendimi.

bakır renginde samimiyetsizliği başka diyarlarda tanıdım.
korsanlardan öğrendim güvensizliği.
rengini bilmediğim korkaklığı başka yıldızlarda.
ah bir bilsem hepsini, üzmem kimseyi.

16.04.2019

ankara'ya doğruyum

uzun, kirli ellerim,
uzun uzadıya düşündüklerim
şiir diye yazdığım bir bahçede
dört yılımın babası hasta,
siz durun, ben ankara'ya doğruyum.

başka bir gitmişsin çoktana bir mısra koparıyorum.
aynı çiçeklerden kaç kompozisyon kokluyorsun.
ne zaman seni bir saksıya gömecek olsam yeniden yeşeriyorsun.
kanatları meyve veren kuşlara selam.
siz hele durun, ben ankara'ya doğruyum.

çok geçmeden ne idüğü belirsiz bir şekle giriyorum,
hangi dallara konuyorsun, kanatların ne yöne uçuyor,
dünya bir kutu, benim gözüm fersiz,
karanlıkları bağlayan kadınlar,
ilki yok sonu başta, hepsi aynı yerde yan yana,
kayboldum, artık ihmal edilebilirim,
siz durun durun, ben ankara'ya doğruyum.